Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defterinde Arama :

Hayvancılığa Adanmış Bir Ömür; Ömer Tömek

Ömer Tömek, sadece hayvancılık, bitkisel üretim, kırsal kalkınma konularında değil, ülkenin eğitim başta olmak üzere her konusunda çok duyarlıydı. Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir bilim insanıydı. Eksikliğini hepimiz çok derinden hissedeceğiz.

Aynı gün iki ölüm haberi. 11 Kasım Perşembe günü uzun süredir tedavi gören amcam Kazım Yıldırım yaşama veda etti. Yaşamı hep gurbette çalışarak geçen amcam, çocukları okuyabilsin diye yaklaşık 40 yıl önce İzmir Menemen’e yerleşmişti. O’nun İzmir’e gelmesi ile bir yol açılmış oldu. Tunceli Mazgirt’e bağlı Kayaçı köyündeki 35 hanenin büyük bölümü İzmir Menemen’e taşındı. Amcamın cenazesinde doğup büyüdüğüm, çocukluğumun geçtiği köyümüzdeki akrabaları, komşularımızı, yaşlansa da pek değişmeyen yüzleri bir kez daha gördüm. Amcamı sonsuzluğa uğurladık.

Amcamın cenazesindeyken Doç. Dr. Ömer Tömek’in ölüm haberi geldi. Hayvancılık sektörüne ömrünü adamış, bilim insanı, Türkiye’de bir çok hayvancılık işlemesinin kuruluşunda, faaliyetinde emeği ile, bilgisi ile katkıda bulunan Doç. Dr. Ömer Tömek benim de en güvenilir haber ve bilgi kaynaklarımdan birisiydi.

Tarım yazmaya başladığım 1996 yılından bu yana tanıdığım, her zaman bilgisine başvurduğum, haftada en az bir kez çok uzun süren telefon görüşmeleri ile bilgisinden, tecrübelerinden yararlandığım, yazılarımın bilgi kaynağı Ömer Tömek ülke hayvancılığı için çok büyük kayıp.

Telefon açtığında sohbetimiz hep onun “Ülke tarımı için bugün ne yaptın?” sorusu ile başlardı. Ben bu soruya kısa bir özet yaptıktan sonra o günün konusuna, benim o hafta yazdıklarımla ilgili sohbet eder bilgilerimizi paylaşırdık. Ömer Bey, ülkenin her yerinden çiftçilerle, yetiştiricilerle çok iyi bir diyalog içerisindeydi. Onlarla görüşür, dertlerini dinlerdi. O sorunları bizimle paylaşır ve gündeme taşımamıza katkı sağlardı.

Uyarıları dikkate alınsa hayvancılık bu durumda olmazdı
Yazılarımda, haberlerimde çok sık görüşüne başvurduğum Ömer Tömek’in hayvancılıkla ilgili uyarıları, görüşleri dikkate alınsa hayvancılığımız bugünkü darboğaza girmez başka bir yerde olurdu. Ömer Tömek’in yıllar öncesinden yaptığı ama bugün de geçerliliğini koruyan görüşlerinden, uyarılarından bazılarını paylaşmak istiyorum.

2007-2008 yılları yaşanan kuraklık sonucunda bir çok üründe olduğu gibi yem fiyatları yüzde 100 arttı. Ancak aynı dönemde çiğ süt fiyatı yarı yarıya düşürüldü. Hayvancılık sektörü büyük bir krize girdi. Hükümet sektörü desteklemek bir yana hayvancılıkta destekleme politikasını değiştirerek ve 2010 yılında hayvancılığa sıfır faizli kredi vererek bu alana yatırım yapmak isteyenleri ithalata yönlendirdi. Kısa sürede ithalatta büyük patlama yaşandı.

Devletin sıfır faizli kredi ile bu süreçte sektör dışından çok sayıda yatırımcı hayvancılığa girdi. Çok sayıda büyük işletme kuruldu. 2013 yılında bu konuda yazdığım yazıda Ömer Tömek büyük işletmelerle ilgili şu tespitte bulunmuştu:

“-Büyük işletme kuranların bir çoğu iyi yatırımcı olabilir. Fakat hayvancılığı bilmiyorlar. Yatırımdan anladıkları, inşaat yapmak ve hayvan ithal etmek. Hayvancılık bu değil.

– Büyük işletme kuranların yeterli arazisi olmadığı için yem bitkisini üretemiyorlar. Yem maliyeti çok yükselince kar değil, zarar üretiyor.

– Hayvan seçiminde büyük yanlışlar yapıldı. Yanlış ülkelerden hayvan ithal edenler olduğu gibi, ülkeyi doğru seçen ama yanlış hayvan getirenler oldu.

– Çok büyük paralarla kurulan işletmeler bilgisiz ve eğitimsiz ellere teslim edildi. Eğitim önemsenmedi.”

Bu sorunlar nedeniyle, kurulan büyük işletmelerin en az yarısının kapanacağını iddia eden Ömer Tömek’in bu iddiası ne yazık ki gerçek oldu.

Hayvancılıkta karlı işletme olmanın 4 temel kuralı
Ömer Tömek’e göre, hayvancılıkta karlı bir işletme için vazgeçilemez 4 önemli unsur var. Birincisi, doğru bilgi ile oluşturulmuş bir altyapı yani projelendirme, ikincisi, istenen kalitede yeterli kaba yem üretimi, üçüncüsü eğitim, dördüncüsü ise iyi bir yönetim.

Hayvancılıkta işletmenin ancak 3 yıldan sonra gelirle tanıştığının altını çizen Ömer Tömek, “Hayvancılıkta projelendirme ve yapılandırma sadece binaları içermez, hayvan refahı, insan, iş trafiği, teknoloji seçimi, doğru teknik, bilgi ve destek ile işletmenin bütününü kapsar. Bu ilkeler hem küçük hem de büyük işletmeler için geçerlidir” görüşünü savunurdu.

Eğitimin önemi
Hayvancılık sektörüne üniversiteden ayrılarak giren ve özellikle bilimsel verilerle uygulamadaki kadim bilgiyi birleştiren Ömer Tömek, hayvancılık konusunda eğitimi çok önemsiyordu. Ayrıca yetiştiricileri bir araya getirerek deneyimlerini, doğru veya yanlış yaptıkları işleri paylaşarak hem neler yapılması gerektiğini hem de neler yapılmaması gerektiğini örneklerle ortaya koyardı. Bu amaçla yetiştiricileri bir araya getirerek toplantılar yapardı. Onları buluşturarak birbirlerine deneyimlerini aktarmalarını sağlardı. Ben de bu tür toplantılara çok katıldım ve çok önemli bilgiler edindiğimi söylemeliyim.

Kurucusu olduğu TETA Teknik Tarım aracılığıyla yetiştiricilere hayvancılık alanında doğru ve uygulanabilir bilgi ile güncel teknolojiyi sunmaya çalışırdı. Şirketi bir ticarethaneden öte bir eğitim kurumu gibi görüyordu. Fuarlarda, bölgesel toplantılarda da eğitimi hep öne çıkarırdı. O bu işe başladığında Türkiye’deki çiftçilerin teknik bilgi ve teknolojiye erişiminin son derece kısıtlı olduğunu ve çiftçilerin doğru bilgi ve teknolojiyi ararken de yanlış yönlenebildiğini, doğru kaynakları bulamadığını görerek, üniversitedeki bilimsel bilgi ile uygulamadaki güncel bilgileri harmanlayarak üreticilere sunmaya gayret gösteriyordu. O yıllarda Türkiye’de yabancı danışman ve firmalar adeta cirit atıyorlardı. Ama çiftçilere güncel bilgi yerine gelişmiş ülkelerin artık terk ettiği teknolojiyi, bilgiyi pazarlıyorlardı.

Yıllar sonra Kayseri Develi’de Türkiye’nin en büyük hayvancılık işletmesini kuran Necati Kurmel, bir sohbetimizde şöyle demişti: “Biz bu işletmeyi kurduğumuzda Amerika’dan, İsrail’den danışman aldık, çok paralar ödedik. Hiçbirinden istediğimiz bilgiyi, verimi alamadık. Burnumuzun dibindeki Ömer Bey’i görememişiz. Ne zamanki Ömer Bey ile tanıştık, bize çok büyük katkısı oldu.” sözleri O’nun ne kadar değerli bilgilere sahip olduğunun bir örneğidir sadece.

Süt hayvancılığının temel politika olmasını benimserdi
Türkiye’de hayvancılık politikaları hükümet değişmese de bakan değiştikçe değişir. Zaman zaman “süt hayvancılığı yeterince gelişti, sütte kendimize yeterliyiz et,besi hayvancılığına geçilmesi gerektiği” ifade edilir. Aslında bu aynı zamanda hayvan ithal etmek isteyenlerin de bir oyunudur. Hayvan ithal etmek isteyenler veya Türkiye’ye hayvan satmak isteyenler ellerindeki hayvan ırkına göre bu tür görüşlerle kamuoyu oluşturuluyor. hayvan ıslahı yerine ithalat destekleniyor.

Kırmızı et fiyatı çok yüksek diye yıllardır besilik hayvan ithal ediliyor ama et sorunu çözülemedi. Et sorunu çözülmediği gibi süt hayvancılığında da ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bugünlerde çiftçi para kazanamadığı için yine süt inekleri kesiliyor. Bundan 5 yıl önce yine yoğun olarak süt inekleri kesiliyordu. O zamanki adıyla Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 81 İl Valiliğine yazıyla “süt inekleri kesilmesin” talimatı göndermişti.

O talimatı haber yaparken Ömer Bey ile konuştuğumda şu yorumu yapmıştı: “İnekleri kesimden kurtarmanın tek yolu Bakanlığın ihale açarak piyasadaki arz fazlası sütü alarak süt tozuna çevirmesi ve bunu ihraç etmesidir. Arzı azaltıp fiyatı yükseltmek gerekir. Et fiyatının düşmesi isteniyorsa, süt hayvancılığının yaygınlaşması gerekiyor. Süt hayvancılığı yaygınlaşırsa dana sayısı artar, ette üretim artar. Süt hayvancılığının sürdürülebilmesi için, devletin ihale açarak arz fazlası sütü piyasadan alması gerekiyor. Şu anda sanayicilere ton başına 4 bin 500 lira süt tozu desteği veriliyor. Bu destek dünyadaki süt tozu fiyatı ile aynı seviyelerde. Sanayicinin üreticiden aldığı sütün ortalama yağ oranı yüzde 3.5 olduğu dikkate alındığında zaten süte verdiği parayı yağdan kazanıyor. Çok karlı bir iş. Devlet ihale ile süt tozu üretip bunu da yurt dışına çıkarırsa zaten sorun çözülür ve inekler kesimden kurtulur. Danimarka, ürettiği sütün yüzde 90’nını kooperatifler aracılığıyla pazarlıyor. Süt ve süt ürünlerinin yüzde 15’ini içerde yüzde 85’ini ihraç ediyor. Bu nedenle et ucuz, sütçü halinden memnun. Türkiye için tek çıkış yolu bu modeli uygulamak.”

Nitekim bakanlık süt tozu için birlik ve kooperatiflerle işbirliği yaparak süt tozu üretimine girdi. Ancak bu süt tozunu ihraç etmek yerine iç piyasaya sununca yine fatura üreticiye çıktı. Bugünlerde ise çiğ süt fiyatının çok düşük, yem fiyatının ise çok yüksek olması nedeniyle inekler kesiliyor. Ya yem fiyatının düşürülmesi ya da çiğ süt fiyatının artırılması gerekiyor. Başka türlü inekleri kesilmekten kurtaramayız.

Ömer Tömek, sadece hayvancılık, bitkisel üretim, kırsal kalkınma konularında değil, ülkenin eğitim başta olmak üzere her konusunda çok duyarlıydı. Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir bilim insanıydı. Eksikliğini hepimiz çok derinden hissedeceğiz. Saygıdeğer eşi Doç. Dr. Sumru Tömek, kızı Sumer, oğlu Başat ve Tömek ailesine, sevenlerine, bu ülkenin yurtseverlerine bir kez daha başsağlığı ve sabır diliyorum.

Ali Ekber Yıldırım

Nadir Yürüktümen

Ömer Tömek Hocamız ve 31 yıl yanında çalıştığım saygıdeğer patronum Necati Kurmel ile birlikte çok uzun yıllar yaşadığımız süreçleri bir veya birkaç paragrafa sığdırmanın imkanı yok. Hocam ile yakın mesaisi olanlar bilir, birlikte olduğunuzda veya telefonda konuştuğunuzda zaman yetmemiştir. Sürekli yeni bir şeyler duymanın yarattığı heyecan ile görüşme süresi her zaman yetersiz olmuştur. Necati Bey ve Hocam ile yaşadıklarım buradaki sınırlı sütunlara değil, kitaba dahi sığmayacak büyüklükte. Bu nedenledir ki hoşgörülerinize sığınarak bir miktar uzun yazacağım. Karşısındaki insanların hangi pozisyonda olmasına, kim olmasına, neleri yapabileceği ön yargısına kapılmadan bilgi birikimini paylaşan, uygulatan, sonuçları izleyen tevazusu ile bana olduğu kadar, çalıştığım kuruma, mesai arkadaşlarıma, en önemlisi de ülkemiz tarım ve hayvancılığına çok önemli değerler kattı. Çok uzun yıllar çalıştığım Saray Grubunun Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Necati Kurmel Bey vesilesi ile tanıştığımız bilim insanı Ömer Tömek Hocamızı Türkiye tarım ve hayvancılık sektörünün Google’u olarak niteledim. Müthiş sayısal zekası ile, düşüncelerini kaleme alma, dile getirme, tevazu ile öğretme ve uygulatma konusunda; bana, çalıştığım kuruma, en önemlisi de ülkemiz tarım ve hayvancılığına öncü katkısı oldu. Okuyan herkesin; ben de bunu biliyor ve söylüyorum, hatta uyguluyorum diyebileceği ancak bunları 1990’lı yılların başında ifade eden, önemini anlatan, uygulatan bir kaç anektod paylaşmak istiyorum. *Damızlıkçı ve besi işletmelerinde açık işletmelerinin öncüsü olmuştur. (Havalandırma pencerelerinin naylon, bez vb ile ele ne geçerse kapatıldığını bir çoğumuz hatırlıyordur) *Padok planlamasında hakim rüzgar yönü, sundurma planlamalarında radyasyon ısısına maruz kalmamanın önemini, hayvan refahı ilişkisi ile ne tür sonuçlar vereceğini rakamsal boyuta kadar ifade ederdi. *Padok alanlarının mutlaka toprak olmasının hayvan refahı için olmazsa olmaz yönlendiricisi olmuştur. Gelin görün yeni yapılarda dahi her yer beton zeminlerle kapatılmaktadır.(Beton-kilit parke zeminli padokların yanına 1 3’ü kadar bir toprak alan oluşturulduğunda hayvanların tamamının toprak zeminli alanlarda, sığmayanların ise bu alanın hemen yakınında ayakta sıra beklediğini bizler yaşadık) *Damızlık hayvan seçiminde sağlıklı sürü elde edebilmek için bir kaç ülke ile çalıştıklarını fiyat uygunluğu olması nedeni ile de diğer ülkeleri tercih etmememizi önermiş, kendileri de bu ülkeler dışında hiç ama hiç aracı olmama ilkesini-iradesini uygulamışlardır. Önerilen ülkelerden alınan damızlıkçı düveler ile diğer ülkelerden alınan damızlık düvelerin sürüde kalma, doğurganlık, ama en önemlisi hastalıklar konusundaki verileri Ömer Tömek Hocamızı haklı çıkarmıştır. *Sürüde oluşan hastalıkların: 1-Satın alma, 2-Ahılın tasarım yapısı, 3-Beslenme ile oluşacağını her zaman ifade etmiştir. Satın alma dönemindeki tahlil-analizler, ahıl tasarımındaki mühendislik verileri(Çatı yüksekliği,çatı eğimi, zeminin temizliğinin en az enerji ve iş gücü ile kontrolü, havalandırma alanlarının miktarı, yatak-durak demirlerinin ideal ölçüleri, zemin yataklarının uygun olmaması halinde ayakta kalma süresinin ve sayısının artacağı, ahıl içerisinde oluşan amonyak gaz birikiminin ise zamanla hastalıklara neden olacağı vb), beslemede-rasyonda kullanılan malzemelerin besin içerik değerlerinin hassasiyetle belirlenmesi ile hayvanların fiziksel, bedensel, ruhsal sağlıklarının süt verimi ve doğurganlık verilerini en ideale yaklaştıracağını defalarca anlatmasına rağmen maliyet unsurlarını dikkate alarak yaptığımız yanlışlar ile Ömer Tömek Hocamız her zaman haklı çıkmıştır. *Ülkemizin her bölgesinde yetiştirilebilen yoncayı ve yoncanın biçim zamanının süt ve besi işletmeleri için önemini sürekli olarak anlatmıştır. (Yoncanın protein kaynağı olarak alternatifinin ise ayçiçeği tohumu küspesi ve soya tohumu küspesi olması, bunların da ithalata bağımlılığı maliyetlerin kontrolsüz artışı her zaman handikap olmuştur) *İşletmelerin ihtiyacı olan kaba yemi çiftliğine en yakın alanda kendisi üretmeyenin faaliyetlerini yürütemeyeceğini her fırsatta ifade etmiştir. *Damızlık Süt işletmelerinde yem-rasyon kazırlamada kullanılan yem vagonu tercihinin yatay helezonlu olması gerektiğini 30 yıl önce söylemiş, her sorun konuşulduğunda da tekrarlamıştır. Ancak yakıt maliyeti, hazırlama süresi, makine kullanım ömrü nedeni ile birçok damızlık süt işletmelerinin büyük bölümü dikey helezon tercih etmiş belki de halen tercih etmektedir. Hocam ise bu verilerin süt verimi, doğum aralığı, sürünün ortalama laktasyon sayısı ile karşılaştırılması gerektiğini her zaman ifade etmiştir. *Her fırsatta süt üreticisi para kazanmazsa üreticilerin üretimden kaçacağını, damızlık hayvanlarını kesime vereceğini bunun sonucu olarak ilk etapta karkas eti, sonrasında ise süt ürünlerinde ithalata bağımlı kalınacağını ifade ederdi. Merkez Bankası, TÜİK verileri ve söylemleri ile bu sektör yüksek enflasyonun sebebi olarak gösterilmiş, süt fiyatları baskı altında tutulmuş, karkas ithalatı ile sektörün para kazancı zararı yönlendirilmiştir. Sonuçta Ömer Tömek Hocamızın söylemi ile korkulan olmuş, mutlu olmayan, baskı altında tutulan bir tarım-hayvancılık sektörü oluşmuştur. Ülkemizde kamu hariç, 100 -200 büyükbaş damızlık hayvan varlığına sahip işletme sayısının 5-10 adet olduğu yıllarda, 500 büyükbaş süt hayvancılık işletmesi ile Aytaç Et Entegre(Rakamsal hatam olabilir), yine 100-200 büyükbaş damızlık hayvan varlığına sahip işletme sayısının 40 adet olduğu yıllarda ise Saray Tarım ve Hayvancılık İşletmelerinde 3.000 büyükbaş süt hayvancılık işletmesinin kuruluşuna, yönetilmesine her aşamada destek sağladı. Ömer Tömek Hocamızı tanıyıp, onun ile konuşup, yapacağı yatırımlar için fikirlerini-düşünceleri alıp da önerilerine uymayan, sonrasında ise Ömer Tömek Hoca bunu söylemişti demeyen sanırım ben de dahil hiç kimse yoktur. Hatıraları, gerçekleşebilir hayallerinden fazla olan insanlardan uzak durmaya gayret ettim, halen de buna uymaya gayret ediyorum. Ömer Tömek Hocamızdan hatıra duymadan sürekli yatırıma, üretime, istihdama,kooperatifleşmeye, ülke kalkınmasına yönelik söylemler işittim. Bizlerin eksiklerini gidermeye çalışmaktan, yönlendirmekten,ülkemiz tarım ve hayvancılığına katkı sağlama gayretinden, çok değerli kızı sevgili Sümer’e ve Sevgili Başat’a ne nasihat verme, ne de eksiklerini söyleme fırsatı bulamamıştır diye düşünüyorum. Ama kendisi kadar gölgesi de büyük insan Ömer Tömek Hocamızın gölgesinde iki büyük değer daha ortaya çıkmaya yetmiş artmıştır diye inanıyorum. Başta anneniz Doç.Dr.Sumru Tömek Hanıma, Sevgili Sümer ve Başat’a, eşlerinize, çocuklarınıza, Te-Ta Teknik ailesine, sevenlerinize ve sevdiklerinize baş sağlığı ve sabır dileklerimle, Ömer Tömek Hocamızın yaşayan hatıraları ile ölümsüzlüğünün huzurunda saygı ile eğiliyorum.

Nadir Yürüktümen

Meric Ozalpan

Teknik bilgi sahibi,iyi eğitim,lisan bilmek ,başarılı iş adamı olmak,cok para kazanmak,bunlar bir insanı UNUTULMAZ yapar mı?İçinde merhamet,şefkat,alcakgonulluluk,güven,paylaşma duygusu yoksa YAPMAZ …İşte OMER imiz de hepsi biraradaydi,;o yüzden COK OZEL di. O BIZIM IZMIR EFE miz,can kardeşimiz,RUHEN BABAMIZ di.BUu yüzdendir ki biz bir arkadaşımızı değil BABA mızı kaybetmiş gibiyiz.

Ömer in sınıf arkadaşı ve aile dostu

Mehmet Öztürk

ÖMER TÖMEK:HAYVANCILIĞIN MİHENK TAŞI Çok şeyin ilki önemli,heyecanlı ve güzeldir. TETA teknik ismini yurt içi ve yurt dışında bir çok fuarda görürdüm. Bereket tv zamanlarımdı sanıyorum. Sarı saçlı,oldukça dinamik ve farklı fikirleri olduğu her halinden belli olan Sumek Tömek Bayındır hanımefendi ile de sık karşılaşıyorduk. Hiç unutmuyorum. Sanırım Adana Fuarındaydı. “süt sağımının felsefesinden” bahsetmişti. Fuarlarda daha çok ticaret konuşulurdu ama biz farklı şeyler ele almıştık. Sumer hanımın olaylara çok farklı baktığının detayına biraz vakif oldum. Insanların ne yaptığı,nasıl göründüğünden ziyade “iç”ine bakmak gerektiği çok doğruymuş. Onunla oturup saatlerce burç,ibadet,siyaset,tarım ve hayvancılık,teknoloji,beşeri münasebetler hakkında konuşabilirsiniz. Yıllar sonar kurulumuna öncülük ettiğim Doğal tv’de onunla bir proje yapmak istedim. “ALA İNEK” diye bir programa başladık. Aslında bir “çifliğin hikayesi”ydi. Bir ara bana “sen asıl babamla tanışmalısın,ben neyim ki” dedi. Ömer Tömek adını bir kaç kişiden daha duymuştum. Çok genç yaşta üstelik bir öğretim üyesi iken (ege ün. Doç) Amerikadan getirilmiş 400 başlık bir süt işletmesininin sorumluluğuna getirilmiş. Büyük heyecanla işe başlamış. Kendince fikirlerini uygulamaya başlamış. Ve tabii iç çekişmeler,çekememezlik, bürk,okrasi çarkı onu istifaya zorlamış. Ve maalesef hala “benim bir fikrim” var diyen hiç kimsenin kamuda ve siyasette yeri yok. Düşünen ve konuşan insan istemiyor sistem. Tabii başı da beladan kurtulmuyor. Neyse geçelim. Ömere Tömek beyi ilk dördüğümde çok evdim. Beyaz, pamuk gibi saçları,uzun heybetli duruşu ama bir o kadar da zarif ve mütevazi olıuşu. Saatlerce ayakta hiç usanmadan yorulmadan en ince detayına kadar ve ilk günkü heyecanıyla anlatışı çok etkileyici idi. Tek derdi “Türk hayvancılığı” idi. 2018 yılında et açığı sorununun konuşulduğu zamanda tek bir cümle söylemişti. “eti süt çözer”.. Bu kadar basitti aslında. Süte para verirseniz et kendiliğinden gelirdi. İzmir Menemendeki TETA ar- ge çiftliğinde 100den fazla Holstein vardı. Sıyırıcı,fan,yem yolunun dizaynı vs başka yerde gördüğüm şeylerdi. Ama çiftliğin ortasında yükselen tümsek (dağ veya tepe) çok dikkatimi çekti. Özel hazırlanmış bir sistemdi. Yapmur yağsa bile hayvanlar bu tepeciklerde kup kuru rahatça yatabiliyordu. Amaç “hayvanın doğasına uygun Zemin” hazırlamaktı. Gerçekten de hayvanlar çok mutluydu. Mutlu hayvan ,mutlu insan demekti. Ömer abi konulurken tane tane ve içten konuşurdu. Her şeyi açık dile getirirdi. “Hiç buzağı ölümü olmaz bizde” derdi. Zira buzağılara ayrı bir özen gösterilirdi. Her taraf tertemiz ve havadardı. “bizde buzağıya iğne yapılmaz,aşı olmaz” sözünü ilk defa ondan duydum. Isteyen bu çiftliği gidip görebilir. Misafirperverliği de çok güzeldi Ömer beyin. Çekim bitince bizi evine götürür ve harika eşi Sumru hanımın sunumuyla leziz yemekler yerdik. Ben son nefesine kadar “üretim beyni”ni kullanan bu insanlara bayılıyorum. Neden hep Z kıuşağını konuşuruz da A kuşağına kulak vermek aklımıza ya da işimiza gelmez. Ve bir gün Ömer Tömek rahmete kavuştu haberi yankılandı. O koca çınar,mütevazi bilge aramızdan ayrılmıştı. “Allah rahmet eylesin,başınız sagolsun”dan başka bir şey diyemedik. Elimiz kolumuz bağlandı,boğazımız düğümlendi. Sözün bittiği yere gelmiştik.

Mehmet Öztürk Tarım gazetecisi Köye Dönüş Derneği Başkanı

Yeşim Akıncı

KOCA ÇINAR İnsanları doğum gününde hatırlamayız. Doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Ama nasıl öldüklerini hatırlarız. Bir insanı önemli ve değerli kılan,aslında nasıl doğduğu değil nasıl öldüğüdür. Aralık soğugunda bir çocuk doğdu 1945’te Yine bir Kasım soğunda bir ADAM öldü 2021’de Sadece o çocuk öldü. O ADAM ise geride muhteşem bir aile, muhteşem bir eser ve değerli bir İSİM bıraktı. Insanların önemli olmak için çalıştığı bu dünyada, O değerli olmayı başardı. Kartvizitlerin ve sıfatların önemsiz olduğunu gösterdi. O, bizlerden ayrılmadan 1 gün önce Ulu Önderimiz Mustafa Kemal’i andığımız 10 Kasımlarda “Mustafa Kemal’i anmaktan ziyade ANLAYAN ve bizlere anlatmaktan vazgeçmeyen” gerçek bir Devrimciydi. Simdi resimlerine bakıyorum. O davudi sesi kulaklarımda.. O ‘nun bize anlattıklarını, bitmeyen bilgi dağarcığını ve hep doğru çıkan öngörülerini….hayatlarımıza dokunan varlığın ,kocaman elleriyle bizi kucaklamasını görüyorum. Onu anlamış olmaktanO nun kocaman kalbinde yer edinmiş olmaktan gurur duyuyorum. Doğduğu değil nasıl yaşadığı ve neler yaptığı ve bizlere, çok sevdiği vatanına, Türk Tarımı ve topraklarımıza neler bıraktığı daha anlamlı geliyor simdi bana. O gerçek bir Vatanseverdi. Onu anlatmak o kadar zor ki.? Bilime, teknolojiye verdiği önem. Toprağa duyduğu sevgisi, saygısı.. TETA Teknik Tarımı kuruşu ve onu çocuğu gibi büyütüp Türk Tarımının 1 numarası yapması. Hangini anlatmalıyım… nereden başlamalıyım diye düşünürken birden yıllar önce O’nun yanında çalışırken Teta ailemizin ofisindeki o güzel günlerimde yazdığım bir yazı geldi aklıma. O’nu anlatan.. O’nu tanımayanların bile bir an orada bizlerle olduğunu hissedecekleri yazımı paylaşmak istiyorum sizlerle… En doğal, mütevazı haliyle bir gününü göreceksiniz… BİLGİ ÇINARI Şu an kendimi kelimeler arasında savaşan güreşçi gibi hissediyorum. Kelimeler ki, O insanı anlatmak için yetersiz kalıyor. Sizlere Onun ismini yazımın en sonunda dile getireceğim.. BİLGİ, DENEYIM, TEKNOLOJI der; TETA TEKNIK TARIM. Sloganımız budur. İsterseniz ilk bilgiyle açalım çınarın dallarını… Gün hummalı bir çalışmayla başlar Teta’da. Işimiz yoğun, bizi bekleyen sorumluluklarımız vardır. Müşterilerimizin siparişleri en kısa sürede hazırlanıp gönderilmelidir. Teta-takım güne bu yoğunlukla başlarken birden bir ses duyarım. Yüzünü görmem ama sesi duyarım. Çay ister benden o ses. Keyifli derim içimden, kahve isterse düşünceli demektir çünkü, koşarım hemen sıcak bir gülümsemeyle masasındaki suyu içerken “Günaydın kızım” der. Çayını içmeye giderken ofisimizde salon dediğim yerden geçer günaydınlaşarak. Biranda herşeyi görür ve ilk çay içimiyle gün baslar artık. Bilgi vermeye o an başlar. Gün icinde yapılacakları, bir önceki günün planlarını unutmamış olarak denetler. Muhteşem bir otokontrol sistemine sahiptir. Sonra imalattaki arkadaşların yanına gider, eksikleri hemen görür ama önce dinler sonra “böyle olmalıdır”, görevlendirir. Teknik servisteki arkadaşlarla konuşur. Nereye gideceklerini, neleri nasıl yapmaları gerektiğini bir kez daha teyit ettirir. Ben bu arada devamlı çay taşırım ona. Birden kaybolur ortadan, gazetesini okumaktadır. Bu kısa molada Türkiye’den ve Dünyadan haberleri yeni gelişmeleri incelemektedir. Misafirlerimiz gelir çokça. Hemen ikramımızı yaparız. Çayıni kahvesini yudumlarken misafirlerimiz ,O önce dinlemiştir konuyu öğrenmiştir bile. Ve bilgi akmaya baslar. Bir an bir kelime yakalarsınız söylediklerinden toprak ,tarım ya da hayvan sağlığıyla ilgili. Bilgi hazineleri dolu olarak memnun ayrılır konuklarımız. Yeni bir misafir beklemektedir. O hic yorulmaz,hemen bekletmeden kabul eder misafiri. Gün ilerlemiştir. Yemek servisi baslarken ben hep 2-3 tabak fazla koyarim masaya. Bilirim ki misafirini yemek yemeden bırakmaz. Birden mutfağımızda gözükür. Durur bakar boş yer arar. Personel kalkmak ister ya da yemek sirasını vermek “Hayir”d er ve boş bir yere oturup “önce çocuklara ver” diye bekler. Bu arada hal hatır sorar. Yemeklerle ilgili besinleri vitaminleri proteini ve zararlı olanları anlatır. Kola, ketçap, mayonez vb. türü zararlı içecek ve yiyecekleri yedirmez bizlere. Çok ilginç bir şey de etli bir yemeğin etinin hayvanın hangi kısmından olduğunu, doğru pişirilip pisirilmediğini anlatır. Şaşırır kalırsınız. Yemeği bitince kahvesi hazırdır. Personelin arasında kahvesini yudumlarken küçük anektodlar, kucuk hikayeler anlatır. Ben o anlarda ayrılıp gitmek istemem mutfağa. Öyle guzel öyle öğreticidir ki anlattıkları… Ama mecburumdur mutfağa gitmeğe çünkü benim bir görevim var. Sayin genel koordinatörümüz Sumer Hanımın dediği gibi “yaşamalarını” sağlamalıyım. Bazen kahvesini içerken çağrılır içeriden, yeni misafirleri gelmiştir. Ben servisimi toplarken birden gelir çay ister, ben çayını koyarken sağlığımı, çocuklarımı sorar. Gün ilerlemektedir. Birden bakarım o yine makineleri eline almış bir şeyler anlatmaktadır teknik ekibe, her ne kadar üniversite mezunu ve işinin ustası olsalar da çalışanlarımız birden durup dinlerler çünkü O müthiş tecrübesiyle bir anda makinadaki aksaklığı çizmiş veya çizimdeki bir hatayı görmüştür. Üretimde çalışan arkadaşlarımızla birlikte hemen imalata geçer…. O imalat yolundan dönerken karşılarım onu elimdeki çayla “Eyvallah kızım” der, bir cay içimi soluklanmayı hak etmiştir. Ama yine çağrılır. Koşar yeniden. Az sonra sesini duyarım; “Kızım bakıver” bu demektir ki, yeni misafir gelmiş. “Ne içerler sor” demektir. İşte günün son molası verilir “Cay saatimiz”, oysa o durmamıştır. Odasına gelmiş. Tablet bilgisayarında yeni yayınları izlemektedir. Çünkü bilir ki teknoloji demek ilerleme demektir. Teta’nın son slogan kelimesi Teknoloji’dir. Yani hep ilerlemedir. Ben ofis içerisinde servis yaparken birden onu ya satış müdürümüzün ya da teknik müdürümüzün odasında görürüm. Teta’nın her yerindedir. Kah imalatta.. kâh ofiste. Birden yine sesini duyarım. “Melike bunlar hazır gönder hemen” Kendisinden bilgi almak isteyen kişilerin yazdığı maillerin cevaplarını hazırlamıştır. Ne zaman yazmıştır, ne ara okumuştur hiç çözemedim. Yine seslenirken bana bu sefer hissederim kahve isteğini “Kahve geliyor “derim. Kahveyi içerken sorar, “Marul, erik, meyve getireceklerdi çiftlikten, geldi mi? dağıttın mı çocuklara?” “Dağıttım” derim. Bir baba duyarlılığında bizlere meyve sebze getirtmiş ve herkesin yediğinden emin olmak istemiştir. Gün bitmeye mesaimizin sonuna gelmişizdir. Son hazırlıklar yapılmış ve çıkış zilimiz çalarken sorarim “Çıkıyoruz bir isteğiniz var mi?”, “Yok kızım, iyi aksamlar” der. Bizler evlerimize giderken onu yine dergileriyle başbaşa bırakmışızdır. Düşünürüm o anda “Biz bu kadar yorulduk O hiç yorulmaz mi?” diye .Yok derim sonra kendime “O yorulmaz yoksa TETA 23 yıldır nasıl böyle dimdik, sektörün zirvesinde kalabilirdi” diye. O Teta’nın sembolü ağaç gibi hiç yorulmaz. Işıkları kapatırken ofiste dönüp bakarım odasına ışığı yanmaktadır. Ve servislerimiz bir bir ayrılırken yorucu bir günün sonunda Teta ailesi evlerine giderken O kocaman ulu çınar ağacı gibi, yazın kavurucu sıcağında, kışın soğuğunda bizi dallarıyla korumuş, gövdesiyle bize güvenli bir yuva olmus, kökleriyle bizi, kendimizi güvende hissetmemizi sağlamış ve görevini yapmış bir baba sıcaklığıyla ertesi güne kadar ki yolculuğunuzda bizi bekliyor olacaktır. Sevgili Bilgi Çınarımız Sayın ÖMER TÖMEK Türk tarımına, emeğe ve teknolojiye TETA ve TETA Ailesine verdiğiniz emekleriniz için saygılarımı sunuyor ellerinizden öpüyorum. 23 Temmuz 2012 İşte size sevgili Babamızı anlattım. 9 yıl önce hayatıma dokunan benim ve çocuklarımın KAHRAMANINI. İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama çok basit bir sanatı unutmadan yaşayabilirler. İNSAN olmak. ÖMER TÖMEK benim INSAN KAHRAMANIM OMER TÖMEK benim BILGI CINARIM ÖMER TÖMEK benim BABAM ÖMER TÖMEK benim KOCA ÇINARIM Sana asla veda etmiyorum. Odandaki ışığın hiç sönmeyecek. Sesin hep kulaklarımda… öğrettiklerin hep aklımızda . Gülümsemen hep önümüzde ….. Bizi kucaklayan O kocaman toprak kokulu ellerin omuzlarımızda…. Bizi seyreden koruyan ÇINAR AĞACIMIZ hep bizimle olacak. Sol yanımızdaki o küçücük kalbimiz de hep seninle. Saygıyla, Özlemle 11 11 2021 Yesim AKINCI

Yesim AKINCI

TALAT AYDIN

Ömer Hocamı ilk fuar seminerlerinde tanıdım. Endüstriyel hayvancılığı Türkiye ye getiren ve öğreten kişidir.
Kendini Türk tarımına adamış bir duayendi.
Çiftliğimizi yaparken oturup projeyi beraber yaptık.Tüm aşamaları beraber tasarladık. Geldiğimiz noktada katkısı büyüktür. Ondan çok şey öğrendik .
Akademisyen , girişimci, iş insanı , bilim insanı , ön önemliside İNSAN gibi İNSANDI.
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

Talat Aydın
Veteriner Hekim
İşletmeci

Hayvancılık ve Besleme işleri yapıyorum. Veteriner Hekim im

TURGUT EKİNCİ

İyiler unutulmaz, mekanı cennet olsun.

Tarım makineleri ve bahçe aletleri konusunda ülkemizin önde gelen firmalarından birisiyiz. Yıllar önce merhum Ömer Tömek ile yolarımız kesişti ve sayesinde birçok hayvancılık yapan firmaya ithal ürünlerimizi sattık.

Tarım makineleri ve bahçe aletleri konusunda ülkemizin önde gelen firmalarından birisiyiz.Yıllar önce merhum Ömer Tömek ile yolarımız kesişdi ve sayesinde birçok hayvancılık yapan firmaya ithal ürünlerimizi sattık.Mekanı cennet olsun.

HASAN BASRİ AÇIKGÖZ

Değerli Ömer hocam
gerek bilim adamlığınız gerek sektöre kazandırdığınız pratik uygulamalar gerekse insani yönünüz babacan yüzünüz
bana kızarken bile nerdesin oğlum sen uğramıyorsun deyişleriniz
birlikte tarım kredi fabrikasında üreticilere düzenlediğimiz söyleşiler
pırlanta gibi yetiştirdiğiniz evlatlarınız
değerli eşiniz Sumru hocadan aldığımız dersler
hangi birini saysam hep güzel anılar
Mekanınız cennet olsun değerli Ömer hocam sizi kalbimize gömdük asla unutmayacağız
saygılarımla
Hasan Basri Açıkgöz

Ziraat Mühendisi Zooteknist

Mustafa kanmaz

Ege üniversitesinde öğrenci olduğum yıllarda bir konuyu görüşmek için yanına gittiğimde, birkaç saat benimle sohbet etmesinin sebebinin meslektaş olduğumuzu (ben halen öğrenciydim -daha sonra yanında staj yapma imkanım oldu) ortak konuşacak konular olduğunu söyleyip beni onurlandırmıştı ve ben insana nasıl değer verildiğini sevgili hocamızdan tecrübe etmiştim Nurlar içinde uyu sevgili hocam

Ege üniversitesi ziraat fakültesi mezunu

Yeliz İnan

Saygın duruşu ,Güler yüzü ve sıcacık bakışı ile mutevazilik ve halden anlayan mimikleri ile …Sıcacık bir çalışma ortamı sunduğu için sonsuz minnettarlık duygusu sonsuz saygı duyduğum ve hep güzel güzel hatırlayıp , gidişi ile derin üzüntü duymaktayım

Teta Teknik Tarım çalışanlarından biri olarak!!!

Emine Savaş

Hocam sizi çok özleyeceğim her çiftliğe gidişimde sizinle olan sohbetim aklıma geliyor nedendi bu kadar acelecilik

Emine Savaş Çiftçi

Meryem Atasoy

İyi ki diyorum, İyi ki tanıdım… İyi ki hayatıma dokundu! Hep bir baba gibi kanatlarının altında olduk, sıcaklığını sevecenliğini hissettik. Yol gösterici oldu. Sigara molası sohbetlerini özleyeceğim… Işıklar içinde uyu

Muhasebe srl. olarak TETA TEKNİK TARIM LTD gibi güzel bir kurumda çalışmakla başlayan süreçte Ömer bey'i tanıma şerefine nail oldum..

Kemal Vehbi Erdoğan

Ömer hocam huzur içinde uyu emanetine, diktiğin bilgilere Sumer çok güzel bakıyor.
Daha da ileri taşıyor.

Tarımsal yayımcı / Cine Tarım gidatarim.com

Metehan Karatas

Merhum Ömer Bey, tanıdığım en özel insanlardan biri idi. Kariyeri ve akademik kimliği ile derin bir saygı duyduğum kıymetli hocam, ileri görüşlülüğü ve vizyonu ile kuşak farkı olmaksızın iletişim yeteği olağanüstü bir kişilik ve çok etkileyici bir liderdi. Ülkemizdeki en özel teknik tarım uygulamalarını başlatması ve bu başarılarının artarak devamını sağlayacak yönetici kadroları yetiştirmesi bir kez daha kendisine minnet duymamız için özel başlıklardır. İyi ki tanıdım, iyi ki hocamın vizyonunu gördüm, asla unutmayacak ve ilkelerini daha çok benimseyeceğim. Saygı ve en derin minnet duygularım ile anıyorum.

Dijital İçerik Üretici ve Çevirimiçi Reklam Uygulamaları Konusunda Danışman

Aysun Sökmen

Toprağı bol olsun; yeri doldurulamayacak bir değer bizim için. tecrübe, bilgi, şefkat ve teknolojiyi harmanlamış bir bilgeydi.kendisi mayamızdır.bugün ülkemiz hayvancılığındaki başarılarımızda onun desteği, rolü büyüktür.saatlerle telefonda konuşur, sohbet ederdik-değil sayfalar defterler dolusu notum vardır.kahvemi pek beğenirdi.onu çok özleyeceğim.kıymetli ailesine ve sevenlerine sabırlar ve kolaylıklar diliyoruz.

www.gundonumu.biz.tr

Sebahattin Dönmez

Benim hayatımda özel yerleri olan güzel arkadaşlarım Sumer ve Başat’ın sevgili babaları yakışıklı, karizmatik ve gençlik yıllarımda idölüm olan ve örnek aldığım insanlardan biriydi Ömer amca… Biraz geç aldım ölüm haberini, ziyadesiyle üzüldüm. Eşi Sumru teyze ve Ömer amca çağdaş Türkiye’mizin modern yüzleriydi. Evliliklerinin her dönemini flört havasında yaşadılar. Allah her çifte böyle bir beraberlik nasip etsin. Bu güzel aileye ve sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum, mekanın cennet olsun Ömer amca… Sebahattin Dönmez

Sumer ve Başat'ın arkadaşı

Nihat Duru

Değerli abimle 1987 yılında tiredeki gulcuoglu çiftliğinde beraber çalışmalarımız oldu benim zootekni konularında gelişiminde çok emeği vardır.daha sonraki yıllarda bakanliktaki görevim sırasında da bende çok emekleri vardır.Allah taksiretlerini affetsin inşallah cennet mekanı olur.
Duayen bir hocamizdi Allah ondan razı olsun.

Nihat Duru

Gamze Erdener Aradır

Ege üniversitesi ziraat fakültesi süt teknolojisi bölümündeyken ikinci sınıf öğrencisi iken resmi stajımız henüz tanımlanmamıstı , kendimi geliştirmek adına ev adresimize yakın bir yerde gönüllü staj yapmak amacıyla Te-ta teknik tarım da 15 gün gibi bir süre geçirdim,
Her akşam çıkmadan yarım saat önce Ömer beyle ders gibi hayvancılıktan makinaların nasıl buzağa sistemlerine yakın olacağından olabileceğinden beslenme yemleme her detayına kadar önce sorar sonra öğretirdi, o dönem ilk kez duymaya başladığım fengshui kavramını da kendisinden eşinin yaptığı tablolar üzerinden öğrenmiştim.hertürlü bilgi dağarcığı çok kıymetli olan Ömer hocamızı tanımaktan çok mutluyum. 15 günlük bu staj benim için gerçekten oldukça verimli geçmişti. yetiştirmeye odaklı paylaşımcı olan Ömer beyi tanımak çok güzeldi.
Ayırdığı vakitleri için çok teşekkür ederim ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum, ışıklar içinde ..

Ziraat mühendisi teta teknik tarım gönüllü stajeri

Mehmet Onur

Ben de o şanslı kişilerden biriyim. Defalarca engin sohbetlerinden faydalandım. Hiç unutamadığım bir sohbetinde bir köyde anlatıma geçmeden nasıl konuşmalı nasıl anlaşılır diye konuşmasına kibrit kutusunun boyutunu dinleyicilere sormakla başlamıştır. Hocama Allahtan Rahmet dilerim.

Mehmet Onur

Ayhan Tatlı

Ömer hocamı ilk hayvancılık işletmesi olan ekta hayvancılığını kurduğumda tanıştım. İlk günümden itibaren her sıkıştığımda insan ruhunu rahatlatacak unutamayacağım o ses tonuyla mutlaka bir çıkış yolu gösterirdi. Mekanın cennet olsun Sevgili Hocam. Seni unutmayacağız

2007.2012 yılları arası ekta süt 2015 2021 yılları arası Mamet hayvancılık başta olmak üzere bir çok işletmenin idareciliği ve kurulumunda görev aldım.

Hasan Kestigül

Saygıdeğer Ömer hocamdan 1977-1978 yıllarında E.Ü. Zir.Fak. Zootekni bölümünde ders alma şansı olanlardanım. Ta o dönemde bizle olaylara farklı bakış açısı ile bakmamızı öğütler, bizlere yaşama sevinci, meslek sevinci bizlerin mesleği öğrenebilmemiz için müthiş bir enerji harcardı. Hayatı boyunca dostluk ve ilişkimiz meslektaş ve dost olarak devam etmiştir. Genelde T.C. hayvancılığına ve Ülkem K.K.T.C. hayvancılığına teorik ve pratik olarak çok büyük katkıları olmuştur. Yaptığın her katkı ve dostluğun için teşekkürler Ömer hocam. Mekanın cennet ışığın sonsuz olsun.

78-78 E.Ü.Ziraat fak.mezunuyum. K.K.T.Cliyim.Kuzey Kıbrıs Tar.Bak.da 34 yıl 8 ay aktif olarak çalıştım.Tarım Bak.da son 5 yıl Bakanlık müsteşarlığı yaptım.

H. Nizam Sezer

Sektörümüzün duayen isimlerinden Ömer hocanın vefatını üzüntü ile öğrendim.Saygıyla anacağım Ömer hocama Allahtan rahmet diliyorum. Nurlar içinde yatsın.

H. Nizam Sezer

Nevzat MUTLUGÜN

Hakkında yazılanlar bence az, herşeyiyle adına sayfalarca kitap yazılacak bir deha, bilgi deposu, canlı ansiklopedi, bir üstad. Masaj seanslarında çocukluğundan, gençliğinden, geçmişini tarih gibi anlatırdı, yaramazlıklarınıda anlatır gülerdik. Çok ama çok bir aile babası, çiftçilerin babası, insanlığın babasıydı, eşine ender rastlanan bir kişilikti. Doğru bir kişilikti, yalandan ve yalan kişilerden hoşlanmazdı, dobra bir kişilikti. Değeri o kadar yüksek ki ölçülemiyecek ayarda Ömer abicim ALLAH’IN RAHMETİ ÜZERİNE OLSUN, ŞU ANDA HERNEDEYSEN HUZURLU MUTLU OL. ALLAH GERİDE KALANLARA SABIR SAĞLIKLI BİR YAŞAM NASİP ETSİN. AMİN. SENİ HERZAMAN SEVGİYLE, RAHMETLE ANACAĞIM, ANACAĞIZ.

Ölümsüz üstadın masörüyüm

Sami Karabacak

30 tane ineği bağlı sistemde iki başlığı olan iki tane sağım makinasıyla sağdığımız, antibiyotikli süt ayrımının yapılmadığı, buzağılara annelerini emdirdiğimiz,her geçen gün hayvan sayısı arttıkça kayıp sayımızın arttığı ama çareyi daha çok antibiyotik yapmakta aradığımız 2000 Li yılların başında Çiftçilik yaptığımız karapınarda hayvancılıkla ilgili çiftçiler arasında karyemin yeni yapmaya başladığı yatırım konuşulmaya başlanmıştı.İnsanlar birazda hayal güçlerini katarak ineklerin ayrı bir odada büyük sağım Makinesi tarafından istediği her anda sağılabileceğini ,her ineğe çip takılıp o İneğin kaç litre süt vereceğini kaç adım attığını,hasta olup olmadığını o çiple takip edileceğini,her buzağının ayrı ayrı kulübeye koyulup orada sütün biberona koyulup buzağıya verileceği gibi o dönem için bize çok uçuk gelen şeyleri konuşmaya başlamışlardı.Bir taraftan bu anlatılanların yapılamayacağını ineğin o sağım odasına girmeyeceğini,her buzağının ayrı ayrı kulübeye koyulmasının çok maliyetli ve gereksiz olduğunu düşünürken diğer taraftanda konuşulanlara kulak kabartıyorduk. Bir defasında karyeme bir hocanın geleceğini modern süt hayvancılığı ile ilgili çiftçilere bilgi vereceğini duyduk.İneklerin o sağım odasına giremeyeceğini bütün bu konuşulanların absürt olduğunu düşünmememize rağmen o toplantıya gidip konuşulacakları dinlemek için kendimizi alamadık ve ömer hocayla ilk defa orada karşılaştık. Kendisi, çok meraklı çiftçiler karşısında sanki hoca değilde bir çiftçi gibi samimi ve heyecanlı bir şekilde anlatacaklarını anlattı soruları içtenlikle cevapladı aklımızdaki soru işaretlerinin çoğunu çözüme ulaştırmıştı. Hayvancılığın bizim gördüğümüzden çok daha farklı bir boyutta olduğunu anlamıştık.Mevcut işletmemizde o şartlarda ineklerden verim alamayacağımızdan, her geçen gün geriye gideceğimizden,üretimle ilgili katma değer sağlayamacağımızdan iyice emin olmuştuk . Tamda o dönemde milli emlaktan 400 bin metre kare arazi almıştık.tamda hayalini kurduğumuz ömer hocanın anlattığı modern süt Çiftliği kurabileceğimiz güzel bir araziydi. O araziyi aldıktan hemen sonra bende İzmir’de o esnada öğrenci olduğum için soluğu ömer hocanın yanında almıştım. Kendisi benimle arkadaş oldu çok kısa süre içinde 🙂 anlattıklarından öyle keyif alıyordum ki okula gitmeyip ömer hocanın yanına geliyordum 🙂 bir defasında salihlide yeni kurdukları çiftliğe benide götürmüş oradaki hızlı çıkış balık kılçığı sağım haneyi bana yerinde göstermişti, neden paralel değilde balıkkılçığı olması gerektiğini yerinde büyük heyecanla göstermişti. Eski işletmemizde 50 tane inek sağarken yeni kuracağımız modern işletmeyi 250 sağmal kapasiteli yapalım diye kararlaştırmıştık ama ömer hoca 500 sağmal olarak planını yap projede herşeyin yeri belli olsun etap etap inşaatını yaparsın sürü büyüdükçe ihtlyaç olan inşaatı yaparsın diyerek bize yol gösterdi.Bu düşünceyle sağımhanemizin çukurunu 2*15 göre yapmıştık ama sağım makinamızı 1*10 olarak kurduk.Sonra hayvan sayısı arttıkça karşı 1*10 sonrasında 2*5 sağım makinamızın montajını yaptık şuan 2*15 sağım hane 450 sağmalla ömer hocanın açtığı yolda AB onaylı işletme olarak devam ediyoruz. Ömer hocamıza Allah’tan rahmet,sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Çiftçi

Mehmet Çetin

Kendisini yakından tanımıyorum ama sıkı bir takipcisiydim sürekili faydalı bilgiler paylaşırdı. Allah rahmet eylesin mekani cennet olsun

Mehmet Çetin

Tahir Yavuz

Ömer Hocam ölmez. Yetiştirdikleri ile , doğru bilgilerle yönlendirdikleri ile daima hatırlanacaktır. Yararı sağladığı kimseler , bilgisinden fayda görenler Onu her zaman şükran ve minnetle anacaklardır. Nur içinde yatsın. Böyle bir güzel geçmiş herkese nasip olmaz.

VETERİNER HEKİM

Ahmet Baybars Göğez

Öncelikle Rahmet diliyorum. Kendisini sevgili dostum Coşkun Yıldırım sayesinde tanıtım. İnnovatif ve girişimci kişiliği etkileyiciydi. Kibar bir insandı. Bodrum’a tatile gitmeyi düşünürken, rahmetlinin heyecanından etkilenmiş olarak, bir anda elektronik süt sağma icadının denemelerini yapmak için Milas köylerini gezmeye başladım. Bu sayede hem bölgeyi tanıdım, hem de ürünün gelişmesine küçük de olsa bir katkıda bulunmuş oldum.

Yerel yönetimler Danışmanı yazar

Celal Şahin

Ömer Tömek Ülkemizin köşe taşlarından biriydi böle bir insanı kaybetmemiz telafisi mümkün olmuyan büyük bir kayıptır Dürüst mert sevecen daima iyilik tarafı olan emin ve güven veren bir insandı böyle muhterem bir dostumuzu kaybetmemiz bizleri derinden üzmüştür merhumu Allah tan rahmet dllerim mekanı cennet olsun nur içinde yatsın Tömek ailesine baş sağlığı diler taziyelerimi sunarım

Celal Şahin

Aydın URAL

Sonsuzluğa göçen sevdiklerimiz konusunda, doğaseverliği de dikkate alınarak, iki temel benzetme yaparız: “Bir Çınar’dı” veya bir “Zeytin ağacı idi.” Ömer’imize bence bunların ikisi de yakışıyor. O, bedeni ile ulu bir çınardı. Ruhu ile ise asırlık bir zeytin ağacı. Sadece her daim oluşturduğu güzelliklerle çevresine verdikleri ile değil, topluma sürekli verdiği meyveleri ile de gönüllerde unutulmaz bir yer edinmişti. Onu, köklü yaşamında oluşturdu eser ve anılarla daima anacağız. Acısı ise bizlerde daima kalacak. Rahat uyu sevgili arkadaşım, yarattığın güzellikler senin yolundan gideceklerce daima yaşatılacaktır.

Ömer kardeşimin liseden başlayan, üniversitede ve akademide süren bir arkadaşıyım.

Coşkun Yıldırım

Türkiye deki ve Dünyadaki hayvancılıkla ve özellikle süt üretimi ile ilgili bilgilerin alfabesini ben Ömer beyden öğrenmeye başladım. Sabırla sorularıma cevap verirken kafamdaki kuşkuları gidermek amacıyla olayın tüm yönleri ile anlatır, anlatımında çözümleri kök sorunlarla birlikte ele alır ve çözümü mantıklı bir zemine oturtması beni çok etkilerdi. Kendisini ülkenin sorunlarına ve bu sorunlardan en önemlilerinden biri olan hayvancılıkta yaşayan problemlerin çözümlerine adamış, sektörün tüm katmanlarının sorunlarını ve işleyişini en iyi şekilde bilen, oluşturduğu çözümleri tüm katmanların ortak paydasını düşünerek geliştiren bir yapısı çözüme odaklanmış kişileri etkilerdi. Bu şanslı kişilerden biri olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Çocukları Sümer ve Başatın da dostum arkadaşım olması beni çok mutlu ediyor. Çünkü onlar Ömer Tömek in bilim meşalesini, sosyal ve ülke sevdalısı bakış açıları ile ileriye taşıyabildiklerini ispatladılar. Onlar iyi bir iş insanı olmanın yanında çok iyi birer evlat ve ülkenin düşünce gücüne itici güç olabilecek projelerin içindeler. Bizlerde onların paydaşı olmaktan büyük onur duyuyoruz. Ömer bey bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak projelerle ruhu huzurlu bir şekilde bizleri izlemeye devam edecek diye düşünüyorum. Ömer Tömek benim hayvancılık ve tarımın sürdürülebilirliği kavramlarımın zihnimdeki mimarıdır. Bir ikileme düştüğümde sorup danışacağım akıl hocamdı. Onun söylemleri benim pusulamdı. Öyle vizyonerdi ki kendisi ile yaptığım 2-3 saatlik sohpetlerden sonra oluşturduğumuz çözümleri ve elde ettiğim bilgiyi sektörel toplantılarda dile getirdiğimde sunduğum çözümler yıllarca çıkış yolu olarak değerlendi. Ölüm haberi beni şaşkına çevirdi. Onun ölümü bir dostun kaybı değil benim için hayvancılık çözümlerinde pusulamı kaybetmiş olmanın dayanılmaz hüznü. Ne var ki bu hüznü bilgi birikimi ve yaşam felsefesi ile ilmek ilmek işlediği Sümer , Başat ve yüzlerce binlerce dokunduğu kalple birlikte hedeflerini gerçekleştirmeye devam edeceğimize inanmak acımızı biraz olsun hafifletiyor. Bana uzun uzun yazmak için fırsat verilmeseydi ve bir cümle yaz deselerdi, “O hayatını yaşadığı toplumu ileriye götürmeye adayarak mutlu şekilde yaşayan idolüm bir insandı” diye yazardım.

2003 öncesinde hayatımda domates ile biber "menemen yaparken" yan yana gelen iki cümleyken geçen 18 yıl içinde tarımın bütün katmanlarında disiplinler arası güçlü kaslar geliştiren ve Türkiye de geliştirdiği projeleri dünyanın bir çok ülkesine uygulamayı başaran, bu sayede dünyanın bir çok ülkesinden ve ülkemizden prestijli ödüllerin sahibi olan TABİT Akıllı Tarım Teknolojileri AŞ nin ve Tabit ile Vodafone nun ortaklaşa kurmuş olduğu ve kuruluş konsepti yönü ile Dünyanın İlk Akıllı Köyü olan Vodafone Akıllı Köy ün süreçleri tasarlayan ekibin lideriyim.

Üzeyir Karaca

Hocamızı hayvancılık toplantılarına ne zaman cagirsak gelirdi. Ve bütün bilgilerini verirdi. Çok geniş bilgileri vardı.

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde 25 yıl hayvancılık bölüm başkanı ve Arıcılık üzerine çalıştım.

TAYFUR ÖZLOK

Ömer Tömek hocamızı 1998 yılında patronumuz Sayın Necati Kurmel’in modern tarıma yatırım yapma kararından sonra başlayan süreçte tanıma fırsatı olmuştu. 2000’li yılların başından itibaren Saray Tarım ve Hayvancılık A.Ş’nin yatırım ve büyüme süreçlerinde değişik vesilelerle konuşmalarını dinlediğim ve uygulamalarını görme fırsatı bulduğumuz Ömer hocamız bana göre; Tarım sektörünün gönüllü ve etkili bir temsilcisi, akademik bilgiyle, alaylı bilginin harmanlanmasına öncülük yapmış, milli tarım makinelerinin kurulmasına ve bugünlere gelmesine vizyonu, girişimciliği ve emeği ile büyük katkısı olmuş çok yönlü bir insandı. Ayrıca bilimsel yazı, araştırma ve görüşleriyle Türkiye tarımına önemli katkılar sağlayan, bilimsel tarım ve hayvancılığın herkesçe kolay anlaşılması için çaba sarf eden bilge bir kişilikti. Değerli hocamız rahmet ve şükranla her zaman anılacaktır. Mekanı Cennet olur inşallah.

Kurmel Holding İnsan Kaynakları Direktörü Grup şirketlerinde yaklaşık 25 yıldır hizmetim bulunmaktadır.

İsmail Yetim

KENDİSİNİ ÇOK SEVERDİM SAYESİNDE YAPMIŞ OLDUĞUM MESLEĞİ EDİNDİM ÜZERİMDE ÇOK ETKİSİ VARDIR ÇOK KONUŞMUŞLUĞUM OLDU ÇOK BİLGİSİ Nİ ÖĞRENDİM BU MESLEĞİN BABASI İDİ NURLAR İÇİNDE UYUSUN ALLAH RAHMET EYLESİN MEKANI CENNET OLSUN

AİLENİZDEN BİR FERT

Hikmet HOŞSUCU

Doç.Dr.Ömer TÖMEK Abimin teşvik ve desteği ile katıldığım Zootekni ailesinde merhum hocamız Prof Dr Reşit Sönmez yanında projelerde görev yaptık.Bölüm genç akademik elemanları içinde Ömer abi bizlere rol model olmuş ve her zaman yönlendirici ve destekleyici katkılarını esirgememiştir.İyi insan ve iyi akademisyen iyi arkadaş olma yolunda bize olan katkılarını minnetle anıyorum ve asla unutmayacağız.nurlar içinde uyusun,mekanı cennet olsun.

EÜ Ziraat Fak Zootekni bölümü mezunuyum. Almanya'daki çalışmalarımı tamamladıktan sonra Ömer abinin teşvikiyle Zootekni bölümü TUBİTAK Proje şefi kadrosunda göreve başladım.1975 yılinda asistan kadrosu ile akademik hayata başladım ve 1982 yılında Su Ürünleri YOk.kuruluşuna kadar bölümde görev ve doktora yaptım.

Adnan Serpen

Merhum Doç.Dr.Ömer TÖMEK harika bir bilim insanıydı. Kendisini katıldığım çok sayıda konferans ve sempozyumda izleme ve tanıma olanağım oldu. Herşeyden önce mesleğini seven bir akademisyendi. Konferans ve sempozyumlarda gerçekleri, inandığı, doğru bildiği konuları dile getirmekten, gerektiğinde tartışmaktan çekinmezdi. Mesleki konularda dünyada ki gelişmeleri takip eder ve Türkiye’ye transferi konusunda büyük çaba harcardı.1989 Yılında kurmuş olduğu TETA Teknik Tarım fikirlerini hayata geçirdiği en önemli ve başarılı eseri olduğunu düşünüyorum.
Mesajınız : Merhum Doç.Dr.Ömer TÖMEK saygı duyduğum çok nadir bilim insanlarından birisiydi. Türkiye’nin tarım sorunlarının çözümü için merhum Doç.Dr.Ömer TÖMEK gibi öngörüsü kuvvetli, ileriyi görebilen, dünyada ki yenilikleri an be an takip eden ve ülkesine taşıyarak ülkesini ve Türk çiftçisini yücelten bilim insanlarına ihtiyaç var. Kendisini çok özleyeceğiz, mekanı cennet olsun

Adnan Serpen

Bahadır Karagöz

Evlat derdi bana. Ömer Bey’in evladı olabilmek, o şerefe nail olabilmek umudu ile, ışıklarda uyuyun Ömer Amcam…

Bahadır Karagöz

Resül Yılmaz

Ömer Baba diyeceğim kendisine. Zira babacanlik tabiatında öyle hissedilen bir durumdurki karşınizda babanız varmış gibi hissederdiniz. Benim sevgimi ne kadar hissederdi bilemiyorum ancak ben kendisini gerçek bir baba samimiyetiyle severdim. Tkdk min kuruluş yıllarında ilk tanışmamız. Ben o zaman kurum merkezinde birim amiri olarak görev yapıyordum. Malum, kurum personeli yeni idi ve sektörleri tanitmamiz gerekiyordu. Kendilerini aradığımızda memnuniyetle karşıladılar. Personellerimize hayvancılık sektorunu bizzat kendileri ilerleyen yaşlarına rağmen anlattılar. Üç dört beş gün süren eğitimlerde hiç bir bedel ve karşılık beklemeden, üstelik TeTa merkezinde her türlü agirlamalari kendileri karşılayarak bizleri misafir ettiler. Hizmetleri unutulamaz. Çok değerli fikirlerinden istifade ettik ve kurum merkezimizde yaptığımız çalışmalarda bu fikirlerden bir kısmı ile programımızı geliştirdik. Bir gün bize Avrupa tarımının dinamiklerinden bahsetmiş ve Almanya tarımının ortak makine parkları ile geliştiğinden bahsetmişti. Pek kimse bilmez ama bugün Tkdk programında makine parklarının kurulumuna destek Ömer Baba’nın bizde ateşlediği bu fikrin sonucudur. Bugün her çağrıda yüzlerce kooperatifimiz bu bilgiden gelen ışıkla makine parklarının sahibi oluyor, üyelerine bu makineleri ihtiyaçları doğrultusunda kullandıriyor. Ömer Baba derya deniz bilgi doluydu ve bu bilgiler onda stabil durmaz sürekli yeni fikir ve oluşumlara gebelenirdi. Hakkında çok şey söylenebilir,.. Hayatı dolu dolu yaşayan, ardında güzellikler bırakarak ayrılan vatansever bir büyüğümüz abimiz ve babamızı kaybettik. Atalar yurdunda şanın yüce olsun Ömer Baba. Ucmagin aydınlık tinin kutlu olsun. Seni özleyeceğiz. Allahaısmarladık…

Yatırım Hibe Teşvik Destek danışmanlığı, Veteriner Hekim

Recep Çöpten

1980 yılında fakültemizin büyükbaş ahirlarinda stajı mi yapıyordum. Hocamla birlikte idik. Bana bir boğaya sidik kanalı yapmamı istemişti. Ben de tam işeme hizasına betonu kırarak bir çukur açmıştım. Beni hiç bozmadan işin mantığını tekrar yaptırarak cozdurmustu. Hiç unutmam. Meslegimdeki ilk projemi yaptırmıştı. Daha sonra yüzlerce fizibilite hazırladım. Hep danıştım kendisine. Hiç boş çevirmedi. Emeği çok fazla. Çok ama çok izleyeceğim hocamı.

1982 EU Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü mezunu

Serife Yakali

Örtünürken mevsimler birbiri ardına Öyle bir geçti ki zaman Mecburi gidişin mecburi yolcuları olmak ortaklığımız Erenlerin sabır ve sükunetini seninle tanıdık Renkli dönencenin parlak renkli insanı Ilıman gülüşün ile unutulmayacaksın Şerife

Serife Yakali

NUR SORGUÇ

Bazı insanlar gerçekten çok dolu dolu yaşar, yaşatır, çevresini sonsuz bir ışık gibi aydınlatır, işte Ömer hocamız da tam böyle değerli bir insandı. Türk tarımı ve hayvancılığı için tüm ömrünü adadı. Çok sevgili arkadaşım Sümerimin de babasıydı. Kelimeler gerçekten yetersiz şu anda. Çok değerli ailesine başsağlığı diliyorum. Ömer hocam mekanın cennet olsun, ışıklarda huzur içinde uyu!

E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü mezunu

Hakan Tekeci

2014 yılında kısa süreli de olsa Te-Ta ailesinin bir parçası olma ve Ömer Tömek Hocamla tanışmış olmanın ayrıcalığını ve onurunu yaşıyorum. O günün şartları gereği yollarımız kısa zaman da ayrilsada Her zaman bir parçası olarak hissettiği bir aile Allah Rahmet eylesin

Ziraat Mühendisi Zooteknistim

İsmet Türkmen

Allah rahmet eylesin. Hayvancılığın gelişmesine önemli katkılar yapmış bir insandı. Nur içinde yatsın

Bursa Uludağ üniversitesinde öğretim üyesi

SİBEL ERGİNTÜRK

Çok çok üzgünüm. Hem biz sevenleri hem de ülkemiz tarımı için büyük bir değeri kaybettik. Daha çoook anlatacağı, aktaracağı, katkı koyacağı konu vardı. Bu ayrılık çok erken oldu. Yazılanların bir kısmını okudum ve hepsindeki ortak nokta babacan, sevecen tavır, bilge bir kişilik… Ben de aynı düşüncedeyim. Ömer Bey’in bembeyaz saçları, davudi sesi, konuyu tane tane ve anlaşılır anlatışı…. Kendisini dinlemek o kadar keyifliydi ki daha çooook dinlemeliydik. Geçen bu 1 hafta içinde gözümde o kadar çok anı canlanıyor, sözleri o kadar çok kulaklarımda yankılanıyor ki bunlar her defasında beni gülümsetiyor ve Ömer Bey’i sevgiyle, saygıyla hatırlamama sebep oluyor. Konuştuğum herkes çok güzel şeyler söylüyor Ömer Bey hakkında. Gittikten sonra böylesine güzel hatırlanmak, anılmaktan daha güzel ne olabilir ki? Mekanı cennet, ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun.

Teta Teknik Tarım çalışanıyım

Recai Gürhan

Merhum Ömer beyle geç tanıştım. Gerek iş yerinde gerekse ev ortamında sohbetlerimiz olmuştu. Bu sohbetlerde, hem akademik ortamdan hem de sahadan edindiği bilgileri paylaşır, özellikle hayvancılık konusunda ülke sorunlarını ortaya koyar ve çözüm odaklı önerilerde bulunurdu. Kendisi, kuşak farkı gözetmeksizin iyi iletişim kuran, mütavazı, iyi bir akademisyen, iyi bir eş ve aile babası, dosdoğru bir kişilikti. Vefatını üzüntü ile öğrendim. Tömek ailesine başsağlığı ve sabırlar dilerim. Merhuma, Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Recai Gürhan

Levent Türkmut

Ağabeyim, özel ve meslek yaşamımdaki rehberim, bilge kişi Ömer Tömek yakınlarının, sevenlerinin, öğrencilerinin dünyasında büyük bir boşluk bırakarak aramızdan ayrıldı. Acısı büyük. Kuşkusuz, anılarımızda kalıcı olarak yaşayacaktır. Ömer ağabeyi gerek öğrenciliğim, gerekse meslek yaşamım boyunca model olarak benimsedim. Birlikte çalıştığımız zaman boyunca ondan yalnızca bilgi değil, etik değerlere bağlılığı, olaylara ve sorunlara nasıl bakmam, durumları nasıl analiz etmem ve karar vermem gerektiği konularında çok şey öğrendim. Çok sayıda bilimsel başarıya imza atabilecek durumda iken üniversiteden ayrılarak bilgi birikimini uygulamaya yöneltmesi ve çiftçilerle, yatırımcılarla paylaşmayı tercih etmesi kanımca çok doğru bir karar oldu. Konuyla ilgili herkesin Ömer ağabeyin bu kararını Türk tarımına büyük bir katkı olarak değerlendirdiğini düşünüyorum. Üniversitede birlikte çalışırken akademik değerlere, bilimsel düşünmeye, dürüstlüğe ve titizliğe sıkı sıkıya bağlı kalmayı, ondan öğrendim. Te-Ta’nın başlangıç yıllarında çiftçileri ve tarım işletmelerini çoğu kez birlikte ziyaret ettik. Ömer ağabeyin, sahip olduğu akademik bilgi ve birikimi tıpkı derslerinde olduğu gibi dinleyenlerine ne kadar yalın, akıcı bir dilde aktardığına, aktardığı bilgilerin ne kadar yüksek düzeyde uygulanabilir olduğuna hayranlıkla tanık oldum. Kanımca bilimsel bilgileri bu kadar anlaşılır bir dille anlatıvermek Ömer ağabeyin önemli meziyetlerinden biriydi. Te-Ta’da birlikte olduğumuz yıllarda Ömer ağabeyin ne kadar güçlü ve başarılı bir iş insanı olduğuna da tanık oldum. Yurtdışındaki şirketlerin temsilcileriyle ne kadar sıkı ama o ölçüde de verimli görüşmeler yaptığını, işle ilgili konularda ne kadar isabetli kararlar verdiğini bugün hâlâ anımsıyorum. Ömer ağabeyi özel sohbetlerimizde de her zaman keyifle ve büyük ilgiyle dinledim. Sohbetleri her zaman dolu, sürükleyici ve öğreticiydi. Ömer ağabeyin sevenlerinin dünyasında bıraktığı boşluk çok büyük. Anılarımızda, düşüncelerimizde ve günlük yaşamımızdaki kararlarımızda etkisinin kalıcı olacağına ve her zaman bir “serçeşme” olarak anılacağına inanıyorum. Artık ışıklar içinde uyuduğunu biliyorum.

Levent Türkmut

Mustafa TINAZ

Ömer (eski deyimle) vakur, sözünün eri duruşu ve davranışıyla güven veren bir karakterli birisiydi. Yaklaşımları hep içten, dostça ve yardımsever idi. Onunla sadece okul zamanı beraber olduk, mezun olduktan sonra da zaman zaman görüştük. Edindiklerini, bilgisini ve deneyimlerini paylaşmaktan hiç ödün vermezdi. Onu unutmak mümkün değil. O yattıkça sevgisi içimizde büyüsün..

Mustafa TINAZ

A. Hasan Sarıoğlu

Sümer kardeşim Ömer abiyle ilgili o kadar güzel şeyler yazmışki esasen bunların üstüne , duyumlarım dışında iş hayatındaki başarıları ve iyi insan oluşuyla ilgili ilave edilecek birşey olmadığını düşünüyorum. Ben birebir tanıdığım onun gençlik zamanında banada öğütler veren yaşına göre çok olgun Ömer abim ve ailesinden çok kısa bahsetmek istiyorum. Tömek ailesini başta Zekiye hanım teyze, Ali bey amca çok sık beraber olmasada Selçuk ablayı Ömer abim sayesinde tanıdım. Hepsinin çok değerli insanlar olduğunu , çok saygı ve sevgi duyduğumu belirtmek isterim. Ömer abinin benide bir kardeş ve arkadaş olarak sık sık evine götürmesi sayesinde bu güzel aileyi tanımaktan dolayı çok memnun ve mutlu olduğumu tekrar belirtmek isterim. Mekanın cennet, ruhun şad olsun Sevgili Abim. Kaybettiğimiz tüm Tömek ve Sarıoğlu ailesinin fertlerini bu vesile ile rahmetle anar, ışıklarda uyumalarını dilerim. Sevgilerimle.

Ömer abiyi daha evvel kaybettiğim öz abim Tahir Sarıoğlu vasıtasıyla tanıdım. Kimya Mühendisi bir iş adamıyım.21 2 1949 doğumluyum.Buradan bu iki abimi rahmetle anıyor,mekanlarının cennet olmasını diliyorum.

Alim Daşkaya

Sayın Doç. Dr. Ömer Tömekle daha yeni mezun bir Veteriner Hekimken tanıştım. Kendisinden çiftlik idaresi, hayvancılık ve ziraat ile ilgili çok şey öğrendim. Bildiğini esirgemeyen, her türlü soruya elinden geldiğince cevap vermeye çalışan, sohbetinden her zaman zevk aldığım bir öğretmendi kendisi. Mekanı cennet olsun.

Dr. Veteriner Hekim Alim Daşkaya Defne Tarım AŞ Genel Md. Yard.

Birsen Efeoğlu

Anadolunun çeşitli bölgelerinde çalışırken senin bilgi ve deneyimlerinden faydalanma fırsatım olsaydı ne iyi olurdu. Seni hep o sıcacık gülüşün, sevgi akıtan kişiliğinle anıyorum… Çok erken terk ettin bizi, çok… Seni hep özleyeceğiz, sevgili yakışıklı Efe….

Ziraat fakültesi sınıf arkadaşı

Hüseyin Özşenoğulları

Bilim insanı,kıymetli büyüğümüz,ülkesini seven Ömer hocamızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Tanıma fırsatı bulduğum yirmi yıllık süreç içerisinde her yaptığımız görüşmede üretim ve verimlilik söyleminden hiç eksik olmazdı.Katma değer yaratmak onun için çok önemliydi. Her konuşmamız en bir saat,bazen iki saat sürerdi.Zaman nasıl geçerdi anlamazdık.. Ağzını doldura doldura oğlum diyerek seslenir ve içinizi ısıtırdı.Yaşınız kaç olursa olsun baba duygusunu size geçirir ve kendinizi güvende hissederdiniz. Piyasaları yakından takip eder,haftada bir uzun telefon konuşmaları yapardık. Et,süt ve yem fiyatlarını ardı ardına sorar,yurt dışı fiyatlarıyla karşılaştırma yapıp maliyetleri nasıl düşürüp verim alabiliriz bizim vazgeçmezimizdi. Ülkemize yıllarca hizmet etmiş,ülke sevdalısı,emek ve üreticinin yanında olan,yüzlerce öğrenci yetiştiren değerli hocamıza Allah rahmet eylesin. Ardında güzel bir aile,onu sevenleri bıraktı. Ruhun şad,mekanın cennet olsun Ömer hocam…

Hüseyin Özşenoğulları, Perakende, hayvancılık et ve damızlık çiftliği.

Hasan Özer Orhan

Kıymetli Ömer Hocamız, Bankamızın 2008 yılında Urfa’daki tarım etkinliğine saygıdeğer eşinizle katıldınız. Sizi daha da yakından tanıma mutluluğuna sahip olduk. Hoş sohbetlerinizi dinledik. Geriye çok güzel bir aile ve eser bıraktınız. Sizi unutmayacağız.

DenizBank Bölge Müdürü

Serdar Aslantürk

Ömer bey ile tanışma fırsatım olmadı, fakat kurumum vesilesi ile TE-TA’yı ve Sümer hanımı tanıdım. Ömer beyi bilenlerden kendisinin ne denli kıymetli bir insan olduğunu, tarım ve hayvancılık sektörüne olan katkılarını hep duydum. Böyle bir duayenin yerini doldurmak elbette güç, ama ardında bıraktıkları kendisini her zaman yaşatacaktır. Ailesi ve sevenlerine sabırlar dilerim.

Serdar Aslantürk Dünya Gazetesi

A. Hasan Sarıoğlu

Sümer kardeşim Ömer abiyle ilgili o kadar güzel şeyler yazmışki esasen bunların üstüne , duyumlarım dışında iş hayatındaki başarıları ve iyi insan oluşuyla ilgili ilave edilecek birşey olmadığını düşünüyorum. Ben birebir tanıdığım onun gençlik zamanında banada öğütler veren yaşına göre çok olgun Ömer abim ve ailesinden çok kısa bahsetmek istiyorum. Tömek ailesini başta Zekiye hanım teyze, Ali bey amca çok sık beraber olmasada Selçuk ablayı Ömer abim sayesinde tanıdım. Hepsinin çok değerli insanlar olduğunu , çok saygı ve sevgi duyduğumu belirtmek isterim. Ömer abinin benide bir kardeş ve arkadaş olarak sık sık evine götürmesi sayesinde bu güzel aileyi tanımaktan dolayı çok memnun ve mutlu olduğumu tekrar belirtmek isterim. Mekanın cennet, ruhun şad olsun Sevgili Abim. Kaybettiğimiz tüm Tömek ve Sarıoğlu ailesinin fertlerini bu vesile ile rahmetle anar, ışıklarda uyumalarını dilerim. Sevgilerimle. Hasan Sarıoğlu

Ömer abiyi daha evvel kaybettiğim öz abim Tahir Sarıoğlu vasıtasıyla tanıdım. Kimya Mühendisi bir iş adamıyım.21 2 1949 doğumluyum.Buradan bu iki abimi rahmetle anıyor,mekanlarının cennet olmasını diliyorum.

Tuba Taşdöner

Çok değerli büyüğümüz Ömer beye Allahtan rahmet yakınlarına sabır dilerim. Değerleri yetiştirdiği iki kıymetli evlat ile her zaman yaşayacaktır. Saygı ve sevgiyle.

Tuba Taşdöner

Sebahattin KÖKNUR

Yirmi yıllık meslek hayatım boyunca sektörel konularda değerli bilgi ve tecrübelere sahip çok insanla tanıştım. Ancak Ömer Bey Tarım ve Hayvancılığın felsefesine hakim ender insanlardandı. Bunun yanı sıra kişisel olarak benim için iyi bir hoca, iyi bir ağabey, iyi bir yol göstericiydi. Türk Tarım ve Hayvancılığı maalesef bir bilge insanı daha kaybetti. Başta kıymetli ailesi olmak üzere tüm sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.

Sebahattin Köknur Veteriner Hekim Saray Tarım ve Hayvancılık AŞ.

Murat Yaşar

2003 yılında tanıştım 2007 yılında Babamı kaybettim ikinci Babam oldu * Öğretmeyi en iyi bilen öğretmenim * Ofise geldiğinde güvenli hissettiğim, artık bilmediğim bir konu kalmazdı * Onlarca iş adamı onun peşindeyken o benim o gün ne yaptığımla ilgilenirdi. Beni motive ederdi * Acemi dönemlerimde beni simirlendirir di üstüme geliyor derdim, aslında beni mesleğe kazandırıyordu sonradan anladım * İnsan kaybetmek kolaydır oğlum kazanmak zordur kimseyi kaybetmeme çalış derdi * En çok övündüğüm Ömer Bey’in takdirini alıp Murat dürüsttür yalan söylemez görüşüydü * Milyonluk iş adamlarına verdiği özeni 5 ineği olan çiftçiye de verirdi yeterki bilgilensinler böyle bir adamdı * Fikir almaya yanına gittiğimde işini bırakıp saatlerce anlatırdı tam bir öğretmendi öğretmenimdi * Gür sesiyle yakışıklığıyla tam bir adamdı, adam gibi adamdı * Hiçbir zaman ticari düşünmedi doğru bulmadığı karlı işlere tereddüt etmeden karşı geldi, para kazanmak uğruna sektörümüze yanlış asla yapmadı bize de yaptırmadı * Hayvancılıktaki düşünceleri atasözü gibidir örneğin içemeyeceğiniz suyu hayvanınıza içirmeyin * Yokluğunu her zaman hissedeceğim * Unutulmayacaksın, Ruhu şad olsun 🙁

Murat Yaşar

Ediz Ulusoy

Dilime dolanmış bir söylem var: “Ölüm Allahın emri Ayrılık olmasaydı Fakat A Yüce tanrım Sıra bozulmasaydı…” Kendimden genç dostları yitirince bu dizeler düşüyor yüreğimden. Ömer hiçbir zaman tek başına gelmiyor gözümün önüne. Ömer + Sumru ve biraz da Sumru adının tetiklediği kafiye ile “BİR ÇİFT KUMRU”… Onların1968 yılındaki Menemen Çiftliği stajlarında “Staj Abisi” idim. Bu nedenle sanıyorum ki 50 yılı aşkın aşklarının ilk evresindeki şahitlerdenim. Ömer’i yitirdiğimiz günlere kadar sürdü bu güzelliği izleme mutluluğum. İki pırlanta evlatlarını yakından tanımam bu birlikteliği daha da süsledi kalbimde. Dostluk sabah akşam bir arada olmak değildir. Birbirinizi birkaç yıl görmeseniz bile, karşılaştığınızda dün ayrılmış gibi bir yakınlık duymanızdır. Onlar benim dostlarımdı…Çocukları da… Ömer’in kişiliği, ezilmeyen efendiliği, mesleki başarıları, alçak gönüllülükle eşleşmiş özgüveni sözcüklerle anlatılmıyor…Dost meclislerinde dilden dökülecek…Ve de anılarda yaşatılacak… Annemin, mezar taşına da yansıttığımız bir sözü vardı: “Ben ölmekten değil, ölememekten korkuyorum” derdi. Bu dileği yerine geldi, sevgiyle veda etti bize. Ömer de ADAM gibi yaşadı, ADAM gibi gitti ! Sumru, Sumer ve Başat’a Onun anılarını yaşatacak, mutlu birlikteliklerinı tekrar tekrar anımsayasakları uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz…Ağıtlar, güzellemelere dönüşsün…

Ediz Ulusoy

NECATİ KURMEL

20 yılı aşkın süredir tanıdığım bilim insanı Ömer Tömek beyin zamansız ölümü bizler ve Türk tarımı için büyük bir kayıp olmuştur. Çiftçiye ve tarım sektörüne yatırım yapan müteşebbislere tarım ve hayvancılığı basit ve anlaşılır şekilde anlatan Ömer Tömek, ülkemiz için önemli bir değerdi. Çok takdir edilmesi gereken bir hayatı oldu. Sadece Akademisyen, işadamı kimliğinin yanı sıra kendisi gönüllü bir tarım elçisi olarak Anadolu çiftçisinin nabzını iyi tuttu ve iş dünyasıyla çok iç içe bir insan oldu. Bilgi yönü çok geniş birisiydi. Milli Tarım ve Hayvancılığa önem verilmesinin önemini ve bilimsel yapmıyorsan, üretmiyorsan başarılı olunamayacağını vurgulayan bir bilim insanıydı. Zamansız vefatı Türk tarım ve hayvancılığı için bir kayıp olmuştur. Ailesine ve sevenlerine sabır ve başsağlığı dilerim.

Kurmel Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı

Can ÇAĞLAYAN

Genç ve yeni mezun bir ziraat mühendisi olarak Alsancak’ta küçük bir ofiste ilk işe başladığım yer TE-TA ve ilk patronum Ömer Hocam. Akademik geçmişini biliyordum fakat çok okuduğunu bilmiyordum. Ofiste sürekli tarım dergileri okur, kağıtlara notlar alırdı. Öğrendiklerini öğretme arzusu ve bir ağabey şefkati ile bana da çok şeyler öğretti. Bilgiyi paylaşma ve yayma mücadelesini her zaman sürdürdü ve Türk üreticisini her zaman savundu. O zaman fark ettim ki bu küçücük ofiste büyük bir yüreği olan bir öğretmenim bir ağabeyim vardı. Uzun yol seyahatlerinde anlattığı gerçek hikayeler her zaman dürüstlük ve doğru olanı yapma ile ilgiliydi. Ayrıca seyahatler sırasında yaptığı habersiz sınavlar (hayvan besleme, tarım, sağım ile ilgili konulara) çok öğretici aynı zamanda çok da zorlayıcı olabiliyordu. Üreticiler ile buluşmalar veya çiftlik ziyaretleri çok bilgilendirici, aydınlatıcı ve tabi ki eğitici oluyordu. Her seviyeden çalışana hiç ayrım göstermeksizin bilgisini paylaşıyor bir şeyler öğretmeye, kazandırmaya çalışıyordu. Büyük bir işletme veya 10 hayvanı olan bir çiftçi bile olsa aynı ilgiyi gösteriyor aynı zamanı ayırıyordu. Kim olursa olsun bir soru sorulursa cevabı uzun uzun anlatıyordu. Benim için büyük bir şans, üreticiler için büyük bir yol gösterici ve akıl hocasıydı. Sadece bilgisiyle saygı kazanmış, dürüstlüğü ile de herkesin gönlünde iyi bir yer edinmiş değerli bir insandı. Her zaman gösterdiği babacan tavrıyla benim gönlümde ayrı bir yer vardır. Sohbet etmeyi, seyahat etmeyi, yemek yemeği keyifli bir hale getiren bir değerdi Ömer Hocam. İyi ki tanıma ve birlikte zaman geçirme şansını bulmuşum. Nurlar içinde uyusun.

Ziraat Mühendisi

Fürüzan KUNT

2005 yılında Adana da özel sektörde ilk işimde Ömer hocamın danışmanlığını yaptığı bir çiftlikte işe başlamıştım kendisi ile bir yıl sonra tanışma fırsatım oldu ve ondan sonra görüşmeye devam ettik, ilk rasyon Denemeleri mi ondan öğrendim işin temelini o atmıştı bana mesleği sevmemdeki temel taşlardan biridir kendisi, bir zooteknist olarak mesleki ve hayat açısından çok şeyler öğrendim kendinden. Rahmetle ve saygıyla anıyorum ışıklar içinde uyusun inşallah

Niğde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Şubesi Ziraat mühendisi

Göksel Geçgel

Sevgili Ömer Bey, mesleğe ilk adım attığım 1987 yılında çalıştığım Tarım işletmesinin danışmanlığını yapıyordu. Her ay rutin seyahatimiz olurdu. Meslekte ilk rehberim olması ve onun gibi birisi ile tanışmış olmam en büyük şansımdı. Birlikte çalıştığımız süreç benim için gerçek bir hazine ve hayat bilgisi olmuştur. Huzurlarda uyusun, Ömer Hocamı saygı ve minnetle anıyorum.
Göksel Geçgel

Göksel Geçgel

Dr.Sait Cemal Türek

Yaklaşık 20 yıl önce bir vesile ile tanıştığım Ömer hocam ile karşılıklı hiç bir maddi menfaat gözetmeden yıllarca süren Hatırşinas bir dostluğumuz oldu , benimde bir şekilde süt sığırcılığına başlamama vesile olan değerli Ömer hocamızı kaybettiğimizi Öğrenmek çok acı oldu Değerli misyon insanının Arkasında yolundan gidecek gençler bırakmış olması tek tesellimiz ! Işıklar içinde uyusun ruhu şad olsun

Dr.Sait Cemal Türek

Emin Sevimli

Saygın ve Sevgiyle andığım saygıdeğer hocamla çiftlik kuruluşunda 2005 yılında tanışıp mesleki sohbetimiz olmuştu. Şirket Müdürü olarak görev aldığım sürece (2016 emekli)zaman zaman yüz yüze ama çoğunlukla telefonla daha çok kendisi arayarak saatlerce bıkmadan çiftliğin sorunları, benim yaptığım uygulamalar, ne yapmam gerektiği konusunda bilgilendirir ve yolu düştüğünde benle mutlaka görüşürdü. Onunla sohbetten sonra büyük güç bulur işime daha çok sarılırdım. Hocam sizin ölümünüzü(bu kelimeyi zor kullandım) geç duydum duyduğumda hızla inen asansördeymişim gibi içim bir hoş oldu bir süre oturduğum yerde kaldım gözlerim sulandı sizin herkese güven veren yüzünüz, bilgeliğiniz, güler yüzünüz, güç veren ifadeleriniz aklıma geldi. Güle güle hocam yolun açık olsun seni ölene kadar unutmayacağım.

Ben Emin Sevimli, Başak Tarım İşletmeleri Şirket Müdürü

Yeşim AKINCI

BİR ADIN KALMALI Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet bir adın kalmalı geriye Birde o kahreden özlem Ve sanki bütün şiirler gözlerini Bütün şarkılar saçlarını söylemedi Hele nihavend hele buselik hiç geçmedi fikrimden Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın İçimin nehirlerinden Evet yangın Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan Evet kaybetmenin o zehirli buğusu Evet isyan Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı Bu sevda biraz nadan Biraz da hıçkırık tadı Pencere önü menekşelerinde her akşam Bir adın kalmalı, bir adın kalmalı geriye Kırılmış şeylerin nihayetinde Ayrılık, ah ayrılık kurşun kadar ağır Bir adın kalmalı geriye Bir adın kalmalı, bir adın kalmalı geriye Ayrılık kurşun kadar ağır Kaybetmek için erken Sevmek için çok geç Dağlar sonra oynadı yerinden Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca Sen say ki yerin dibine geçti, geçmeyesi özlemimiz Ve biz seni sevdiğimiz zaman bu şehre yağmurlar yağdı Yani biz seni sevdiğimiz zaman Ayrılık kurşun kadar ağır Yine de bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye Bir de o kahreden özlem Kaybetmek için erken Sevmek için çok geç Bir adın kaldı geride Gururla ve onurla söylediğimiz. İyi ki doğdunuz Ömer bey, İyi ki bu dünyada izler bıraktınız. Hasretinizin kemedi hep boynumuzda. Özlemle,Sevgiyle,

Yeşim Akıncı 7 Aralık 2022

Strong Testimonials form submission spinner.

Zorunlu Alan

Adınız ve soyadınızı giriniz.
E-posta adresinizi paylaşınız
Kendinizden bahsediniz.
Düşüncelerinizi yazınız.
Back To Top
Theme Mode