30 tane ineği bağlı sistemde iki başlığı olan iki tane sağım makinasıyla sağdığımız, antibiyotikli süt ayrımının yapılmadığı, buzağılara annelerini emdirdiğimiz,her geçen gün hayvan sayısı arttıkça kayıp sayımızın arttığı ama çareyi daha çok antibiyotik yapmakta aradığımız 2000 Li yılların başında Çiftçilik yaptığımız karapınarda hayvancılıkla ilgili çiftçiler arasında karyemin yeni yapmaya başladığı yatırım konuşulmaya başlanmıştı.İnsanlar birazda hayal güçlerini katarak ineklerin ayrı bir odada büyük sağım Makinesi tarafından istediği her anda sağılabileceğini ,her ineğe çip takılıp o İneğin kaç litre süt vereceğini kaç adım attığını,hasta olup olmadığını o çiple takip edileceğini,her buzağının ayrı ayrı kulübeye koyulup orada sütün biberona koyulup buzağıya verileceği gibi o dönem için bize çok uçuk gelen şeyleri konuşmaya başlamışlardı.Bir taraftan bu anlatılanların yapılamayacağını ineğin o sağım odasına girmeyeceğini,her buzağının ayrı ayrı kulübeye koyulmasının çok maliyetli ve gereksiz olduğunu düşünürken diğer taraftanda konuşulanlara kulak kabartıyorduk. Bir defasında karyeme bir hocanın geleceğini modern süt hayvancılığı ile ilgili çiftçilere bilgi vereceğini duyduk.İneklerin o sağım odasına giremeyeceğini bütün bu konuşulanların absürt olduğunu düşünmememize rağmen o toplantıya gidip konuşulacakları dinlemek için kendimizi alamadık ve ömer hocayla ilk defa orada karşılaştık. Kendisi, çok meraklı çiftçiler karşısında sanki hoca değilde bir çiftçi gibi samimi ve heyecanlı bir şekilde anlatacaklarını anlattı soruları içtenlikle cevapladı aklımızdaki soru işaretlerinin çoğunu çözüme ulaştırmıştı. Hayvancılığın bizim gördüğümüzden çok daha farklı bir boyutta olduğunu anlamıştık.Mevcut işletmemizde o şartlarda ineklerden verim alamayacağımızdan, her geçen gün geriye gideceğimizden,üretimle ilgili katma değer sağlayamacağımızdan iyice emin olmuştuk . Tamda o dönemde milli emlaktan 400 bin metre kare arazi almıştık.tamda hayalini kurduğumuz ömer hocanın anlattığı modern süt Çiftliği kurabileceğimiz güzel bir araziydi. O araziyi aldıktan hemen sonra bende İzmir’de o esnada öğrenci olduğum için soluğu ömer hocanın yanında almıştım. Kendisi benimle arkadaş oldu çok kısa süre içinde 🙂 anlattıklarından öyle keyif alıyordum ki okula gitmeyip ömer hocanın yanına geliyordum 🙂 bir defasında salihlide yeni kurdukları çiftliğe benide götürmüş oradaki hızlı çıkış balık kılçığı sağım haneyi bana yerinde göstermişti, neden paralel değilde balıkkılçığı olması gerektiğini yerinde büyük heyecanla göstermişti. Eski işletmemizde 50 tane inek sağarken yeni kuracağımız modern işletmeyi 250 sağmal kapasiteli yapalım diye kararlaştırmıştık ama ömer hoca 500 sağmal olarak planını yap projede herşeyin yeri belli olsun etap etap inşaatını yaparsın sürü büyüdükçe ihtlyaç olan inşaatı yaparsın diyerek bize yol gösterdi.Bu düşünceyle sağımhanemizin çukurunu 2*15 göre yapmıştık ama sağım makinamızı 1*10 olarak kurduk.Sonra hayvan sayısı arttıkça karşı 1*10 sonrasında 2*5 sağım makinamızın montajını yaptık şuan 2*15 sağım hane 450 sağmalla ömer hocanın açtığı yolda AB onaylı işletme olarak devam ediyoruz. Ömer hocamıza Allah’tan rahmet,sevenlerine baş sağlığı diliyorum.